TÜRKİYE ZEYTİNYAĞI ÜRETİMİNDE DÜNYA LİDERİ OLABİLİR, SORUN MARKALAŞMA VE PAZARLAMA

TÜRKİYE ZEYTİNYAĞI ÜRETİMİNDE DÜNYA LİDERİ OLABİLİR, SORUN MARKALAŞMA VE PAZARLAMA />

 Kerem Congar

Türkiye son yıllarda dünyada kullanımı hızla artan zeytinyağı üretiminde büyük bir ivme yakaladı.

Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde faaliyet gösteren Uluslararası Zeytin Konseyi'nin raporuna göre Türkiye, 2016-2017 döneminde zeytinyağı üretiminde artış gösteren tek ülke oldu.

Türkiye gerek iklimsel koşulları, gerekse coğrafi konumu ve arazi yapısı ile zeytin tarımına oldukça elverişli tarımsal alanlara sahip. Uluslararası Zeytin Konseyi Tanıtım Ünitesi Şefi Ender Gündüz, dünyada zeytinyağı üretiminde uzun yıllardır devam eden İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus ve Türkiye sıralamasının artık değişebileceğini, Türkiye'nin gelecek yıllarda ikinciliğe kadar çıkabileceğini söylüyor.

Dünyada üretilen yağların sadece yüzde 5'i zeytinyağı. Ancak zeytinyağının tüketimi son 20 senede yaklaşık 2 kat artmış durumda. Bu da gelecekte daha fazla üretimi yapılacak bu bitki türünü ekonomik açıdan önemli bir noktaya getirdi.

Tüm dünyada Akdeniz'e kıyısı olan ülkeler iklimleri gereği zeytin üretimine en elverişli topraklara sahip. Yaklaşık 13 milyon ton olan Dünya zeytin üretiminin %86’sı 6 tipik Akdeniz ülkesinde yoğunlaşması dikkat çeken önemli bir ayrıntı. Sırasıyla üretimin %26’sı İspanya, %23’ü

İtalya, %15’i Yunanistan, %9’u Türkiye, %8’i Tunus ve %5’i Fas tarafından sağlanmaktadır. 9.8 milyon hektarlık alanla dünya zeytin üretim alanının %95’i Akdeniz'in çevresindeki ülkelerde toplanmıştır. Geriye kalan kısmı Akdeniz İklimi'ne sahip Latin Amerika ülkeleri, Avustralya ve Çin'de ve diğer ülkelerde yapılmaktadır.


 

Türkiye zeytin ağacı varlığını 90 milyondan 177 milyona çıkaran, 2020 yılından itibaren 650 bin ton zeytinyağı üretimiyle dünya ikinciliğini, 1 milyon 200 bin ton sofralık zeytin üretimiyle dünya liderliğini hedeflemekte ancak markalaşma ve pazarlama alanında ciddi eksikleri olan bir ülke.


 

Dünyada yaklaşık 9 milyon hektar alanda 900 milyon zeytin ağacından zeytin elde edilmektedir. Türkiye’de yaklaşık 172 milyon zeytin ağacı var. Bu kapsamda Ege ve Marmara bölgeleri başı çekiyor. Bu ağaçların yüzde 7’si Balıkesir’de bulunuyor. Ayvalık’ta 1 milyon 800 civarında zeytin ağacı bulunuyor.


 

Zeytinyağı tüketiminde Yunanistan uzak ara önde

Ülke bazında zeytinyağı tüketim oranlarını inceleyecek olursak; Yunanistan yaşanan büyük düşüşlere rağmen hala lider. Yıllık kişi başı zeytinyağı tüketimi 12.8 kilo. İspanya’da 11.3 kilo olan kişi başı tüketim İtalya’da 10.5 kilo, Portekiz’de 7.2 kilo, Kıbrıs’ta 5.5 kilo, Lüksemburg’da 3.2 kilo, Malta’da 3 kilo, Fransa’da ise bu oran 1.7.


 

Türkiye’de zeytinyağı tüketimi konusunda son yıllarda önemli bir artış olmasına rağmen kişi başı tüketim 1.4 kiloyla sınırlı kalıyor. Lübnan, Ürdün ve Tunus’ta kişi başı tüketimin 3 kilonun üzerinde olduğunu göz önünde bulundurursak bu oran oldukça az. Uluslararası Zeytin Konseyi üyesi olmayan ABD’de ise kişi başı tüketim 0.9 kg ancak son yıllarda hızla artıyor.


 

Türkiye markalaşma ve pazarlamaya önem vermeli


 

Uluslararası Zeytin Konseyi Tanıtım Ünitesi Şefi Ender Gündüz,Türkiye'nin, zeytinyağında AB ülkelerinin tedarikçisi konumundan çıkarak son yıllardaki yatırımları ve kampanyaları sayesinde potansiyelini ve pazardaki cazibesini artırdığını söylüyor.


 

Zeytinyağı ticareti yapan iş adamı Gökhan Kemal Kaya deniz kenarında üretilen zeytinlerin lezzet ve tat olarak daha iyi olduğunu ve bu bakımdan Türkiye'nin çok şanslı ve potansiyeli yüksek olduğunu belirterek "Biz Türkiye olarak çok kaliteli zeytin ve zeytinyağı üretiyoruz, ancak markalaşmada ve pazarlamada geri kalıyoruz. Ürün değerini bulmadan satılında üretici bu işten çekiliyor. Düzenlenen uluslararası fuarlarda markalarımızı pazarlamalıyız. İspanya, İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerde yapılan marka patent başvuruları Türkiye'ninkinden onlarca kat daha fazla. Biz bir turizm ülkesiyiz. Markalaşmaya önem vermemiz gerekiyor" diyor ve markalaşmanın önemine vurgu yapıyor.


 

Ender Gündüz dünyada zeytinyağı üretiminde uzun yıllardır devam eden İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus ve Türkiye sıralamasının artık değişebileceğini, Türkiye'nin gelecek yıllarda ikinciliğe kadar çıkabileceğini belirtiyor.


 

Zeytinyağı çeşitleri nelerdir?


 

Zeytinyağı, üretim yöntemleri, kalitesi ve asit oranlarına göre 3 ana sınıfa ayrılır. Bunlar;


 

Natürel zeytinyağı,


 

Rafine zeytinyağı,

Riviera zeytinyağı.


 

1- Natürel Zeytinyağı


 

Natürel Zeytinyağları, zeytin meyvesinin dalından koparılmasının ardından 4 saat içinde, 27 derecenin üzerine çıkmayan bir ısıda, mekanik yöntemlerle sıkılmasıyla elde edilen ve herhangi bir rafinasyon işlemi gerektirmeksizin "doğrudan yenebilir" halde olan yağlardır.


 

Natürel zeytinyağları da asit derecelerine göre uluslararası zeytinyağı konseyi (UZK) ve Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından belirlenen standartlara göre üç gruba ayrılır:


 

a) Natürel sızma zeytinyağı: Oleik asit cinsindeki serbest yağ asitliği, en düşük seviyede olan yağdır. Natürel sızma zeytinyağı, kusursuzdur. Erken hasat zamanı toplanan zeytinlerin soğuk sıkım yöntemiyle sıkılmasıyla elde edilir. Daha çok çiğ olarak tüketmeye uygundur. Balıkların, salataların, haşlanmış sebzelerin üzerine dökmek suretiyle doğrudan kullanılabilir. Tadı meyvemsi ve hafif acımtıraktır, boğazda hafif yanmaya sebep olur.


 

b) Natürel birinci zeytinyağı: Sızma zeytinyağına göre asitlik oranı daha yüksek olduğu için hafif kusurlu olarak tabir edilirler. Natürel ya da sadece virgin olarak adlandırılır. Hem fiyat hem de nitelik açısından yemek pişirmede kullanmaya çok daha uygundur.


 

c) Natürel ikinci zeytinyağı: Serbest yağ asitliği, oleik asit cinsinden her 100 gramda 2,0 ile 3,3 gram arasındadır. Asit derecesi yüksektir, dolayısıyla en düşük kaliteli yağdır. Bu asit seviyesinden daha yüksek asit seviyesine sahip olan yağlar rafine edilmeye gönderilir. Natürel ikinci zeytinyağları kızartmalarda kullanılabilir.


 

2- Rafine Zeytinyağı:


 

Yüksek asitli zeytinyağlarının doğal yapısında farklılığa yol açmayan yöntemlerle yenilebilir hale getirilmesine rafine zeytinyağı denir. Rafinasyon aşamaları, yağ asitlerinin ayrıştırılması ,renginin açılması, tat ve kokusunun ayrıştırılması gibi süreçlerden oluşur. İçerisinde her 100 mililitrede 0,3'ten az oleik asit barındırır. Kızartmalar için idealdir.


 

3- Riviera Zeytinyağı:


 

Natürel zeytinyağı ile rafine edilmiş zeytinyağlarının karıştırılmasıyla oluşturulmuştur. İtalyanlar bulmuştur. Her 100 mililitrede 1 gramdan az oleik asit bulundurur. Bu yağ da doğrudan soğuk ve sıcak yemeklerde ayrıca kızartmalarda kullanılabilir.


 

(4)- Lampant Zeytinyağı


 

Asit oranı 3,3 ten yüksek olan bu yağlar kusurlu olarak kabul edilir. Bu yağlar doğrudan tüketim için uygun değildir. Sağlıklı olarak tüketebilmek için rafine edilerek yüksek asit ve kötü tat ve kokuları giderilir. Bu yağlar aynı zamanda sabun yapmak için kullanılır.


 

Zeytinyağında yapılan tağşiş (hile) nedir?

Tağşiş süte su, kırmızı ete beyaz et, kovan balına sahte bal, peynir ve tereyağına nebati yağ ile doğal zeytinyağına da farklı bitkisel yağlar karıştırmak gibi gıda ürünlerinde yapılan hilelerin ortak adıdır. Maalesef günümüzde en güvenilir pazarlarda bile bu tarz vakalara rastlamak mümkün.


 

Forbes dergisinde 2016 Şubat ayında çıkan bir yazıda Amerika’da satılan İtalyan zeytinyağlarında yapılan hilelerle ilgili çok geniş bir yazı kaleme alındı. Amerika’daki İtalyan yerel ürün marketlerindeki raflarda bulunan zeytinyağlarının %50’sinin sahte olduğunu iddia eden uzmanlar, Bertoli, Sasso ve Carapelli gibi bilinen markaların bile raflardaki ürünlerinin baskın analizler ile değerlerine bakıldığında etiket üzerinde belirtileni karşılamadığını söylüyor.


 

Makalede üreticiden veya sertifikalı bir distribütörden satın almadıysa zeytinyağının muhtemelen sahte olduğu söyleniyor. Ucuz yağların içerisine soğuk sızma zeytinyağından %10 kadar katkı ile piyasada çok sayıda sahte ürünün olduğu belirtiliyor. Bunun yanında İtalya'nın Türkiye, Tunus, Cezayir ve Fas'tan ucuza ithal ettiği zeytinyağlarını 'İtalyan Extra Virgin' etiketiyle Amerika’da sattığı söyleniyor.


 

ABD pazarı büyüyor, İtalya ambalajlı İspanya dökme zeytinyağı satıyor


 

Üretimi çok olmadığı halde zeytinyağını en çok tüketen ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri geliyor. ABD'nin yıllık tüketimi 300 bin ton seviyesinde ve yüzde 80 ambalajlı yüzde 20 dökme zeytinyağı ithal ediyor. İspanya'nın stratejisi dökme, İtalya'nın ambalajlı ihracat yapmak. Dolayısıyla Amerika pazarında İspanya lehine bir gelişme var. Portekiz, Arjantin ve Şili gibi Latin Amerika ülkelerinin de ABD'ye ihracatı artıyor.


 

Zeytinyağı alırken neye dikkat etmeliyiz?


 

Üç kuşak boyunca Milas, Marmaris ve Muğla yöresine ait zeytinyağı ve balların ticaretini yapan ve aynı zamanda üreten iş adamı Gökhan Kemal Kaya zeytinyağı alırken mutlaka güvenilir ve bilinen dükkan ve markaların tercih edilmesi gerektiğini söylüyor.


 

Kaya ekliyor "Bal ve zeytinyağı konusu çok hassas. Türkiye'de en çok sahtekarlığın yapıldığı iki gıda maddesi. Rengine şekline bakarak zeytinyağının sahte ya da karışım olduğunu anlamak çok zor. Çünkü zeytinyağı diğer çiçek ve mısır yağlarıyla homojen bir şekilde karışıyor. Öncelikle bilindik ve güvenilir yerlerden alınmalı. İkinci olarak eğer sofrada kahvaltı ya da salata için çiğ olarak kullanılacaksa 'natürel sızma zeytinyağı' tercih edilmeli. Asit oranı düşüktür, tadı ve kokusu hoştur. Eğer yağ (pişirilecekse) kızartmada kullanılacaksa riviera ya da rafine türü tercih edilmeli. Kokusu daha hafif ve fiyatı daha uygundur."


 

Zeytinyağı'nın rengi ve asit oranı neye göre değişir?


 

Zeytinyağının asit oranı ve rengi zeytinin toplama dönemine, çevre şartlarına göre değişkenlik gösterir. Eğer zeytin erkek hasatsa zeytinyağının da rengi daha yeşil olur. Zeytinler dalda daha fazla kalırsa rengi koyulaşır ancak zeytinyağı'nın rengi daha açık olur. Eğer zeytin dalından yere düşüp toplanmışsa ya da toplandıktan sonra üretici tarafından bekletildiyse, yine zeytinyağının rengi daha açık olur ancak asit oranı artar.


 

Bunun yanında Türkiye'deki üreticilerin 'Akdeniz Sineği' olarak adlandırdığı sinek türü zeytin dalındayken yemişlerin üzerinde küçük delikler açabilmekte ve zeytinin erken olgunlaşmasına ya da yumuşamasına sebep olmaktadır. Bu durum zeytinyağının asit oranını artıran bir diğer etken.